Edirnemizin gönül sultanlarından Mustafa Kabûlî Efendi’nin (v.1244/1829) Edirne Merkez Meydan Mahallesi’nde, kendi adıyla anılan sokakta bulunan tekkesindeki kabrinde, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıllarda onarım yapıldı. Bu, çok sevindirici bir gelişmeydi. Ancak yaptırılan onarımda fahiş hataların yapıldığı görüldü. Şöyle ki, hem Osmanlı Türkçesi hem de yeni Türkçe ile yazılan kitâbelerde çok bâriz hatalar göze çarpmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde bir vesile ile Edirne’ye gelen ve Kabûlî Efendi hakkında Edirne Valiliği tarafından yayınlanmış bir kitabı da bulunan Prof. Dr. Selami Şimşek ile ziyaret ettiğimiz türbede, söz konusu fahiş hataları müşahede ettik.
Şaşkınlığını gizleyemeyen Prof. Şimşek, Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkililerinin yapım aşamasında Kabûlî Efendi’nin bir şiirinin transkripsiyonunu kendisinden istediğini, kendisinin de şiirin hem aslını hem de çeviri yazısını -aktarım esnasında değişim ihtimalini bertaraf etmek için- “fotoğraf” olarak gönderdiğini, ancak ziyaret esnasında aktarımda yanlışlar yapılmış olduğunu, üstelik bunun taşa kazınmış olduğunu görmekten büyük üzüntü duyduğunu kaydetti.
Edirne Öncü olarak Prof. Şimşek tarafından yetkililere iletilen şiirin aslı ve çevirisi ile kitabelere kazınmış Osmanlı Türkçesi ve Latin harfleri ile yazılmış halini yayınlıyor, yetkilileri söz konusu hataları bulup düzeltmeye davet ediyor ve takdiri siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz.
Ahmet Topaç
Sûrette olan sîret-i insânı ne bilsün
Zulmette kalan şu‘le-i envârı ne bilsün
Esrâr-ı Hakk’ı sorma sakın dîv u perîye
Rahmânı bilir bu sırrı şeytânı ne bilsün
Nâdân sözünü dinleme dânâ dahi olsa
Tesbihci sûfî la‘l-i Bedehşânı ne bilsün
Ebhâr-i hakîkatta şu kim olmadı gavvâs
Deryâda çıkan dür ile mercânı ne bilsün
Aşkzevkini aşk ehline sor zâhide sorma
İblîs-i la‘în ma‘nî-i Kur’ân'ı ne bilsün
Her postnişîn olana sorma nedir erkân
Dihkânî olan hizmet-i sultânı ne bilsün
Âlemde Kabûlî gibi ma‘nâ-yı hafîye
Yol bulmayan esrâr-ı İlâhî’yi ne bilsün