onwin yeni giriş canlı bahis casino siteleri rulet siteleri

Balkan Alimleri Buluşması sona erdi

Edirne Valiliğinin desteği, Trakya Üniversitesinin ev sahipliğinde Edirne Mimar Sinan Vakfı, Balkan Şehirleri İş Birliği Edirne Platformu paydaşlığında İslam Alimleri Vakfınca "Kendi gök kubbemiz" adıyla Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen buluşmaya Kuzey Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna-Hersek, Sancak bölgesi, Batı Trakya, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Karadağ ve Kırım’dan baş müftü, müftü ve ilim adamları katıldı.
Bu haber 2024-11-05 10:05:19 eklenmiş ve 802 kez görüntülenmiştir.
Edirne Mimar Sinan Vakfı paydaşlığında ve destekleriyle, İslam Alimleri Vakfı tarafından düzenlenen "Balkan Alimleri Buluşması" çok sayıda alim ve kanaat önderinin katılımıyla Edirne'de gerçekleştirildi. Açılışta yaptığı konuşmada katılımcılara hitap eden Vakfın kurucusu Hasan Gümüş "Sedd-i İslam olan Edirne, İslam'ın yıkılmayan ve yıkılmayacak olan muhkem kalesidir. Bu kutlu emanet, bizlerin ve siz değerli hocalarımızın omuzlarındadır." dedi. Balkanların, Hicaz, Maveraünnehir, Endülüs ve Anadolu gibi İslam kültür ve medeniyetinin önemli havzalarından biri olduğunu vurgulayan Gümüş sözlerini şöyle sürdürdü: "Rumeli, İslam kültür ve medeniyetinin çok önemli ve üretken bir havzasıdır. Medeniyetlerin ve kültürlerin öncüleri de şüphesiz şehirlerdir. Öncü şehirlerimize, can Saraybosna'ya, güzel Üsküp'e, Ustrumca'ya, Berat'a, Prizren'e, Novi Pazar'a, Sofya'ya, Filibe'ye, Babadağ'a, Dimetoka'ya, Gümülcine'ye, İskeçe'ye ve daha nicelerine minnet ve şükranlarımızı arz ediyoruz. Ve tabi Edirne'ye. Arz-ı mübeşşerdir Edirne. Kutlu fethin hazırlıkları Edirne'de yapıldı. Ve kutlu fethi gerçekleştiren komutan Edirnelidir. Övülmüş ordu kutlu fetih için Edirne'den hareket etti." "Balkanlara rahmet ve bereket vesilesi" "Doğru sözlü Resul-i Ekrem (sas) Efendimiz, öyle anlaşılıyor ki İstanbul'un fethini bize müjdelerken belki de nebevi bir nazarla Edirne'ye baktı. Edirne'yi seyretti. Rahmet nazarlarıyla bütün Rumeli coğrafyasına rahmet ve bereket vesilesi oldu." "Şahane Rumeli" Konuşmasında Osmanlı döneminde Balkan coğrafyasının bir isminin de Rumeli-i Şahane olduğunu hatırlatan Hasan Gümüş şunları söyledi: "Havası, suyu, toprağı, dağları, ormanları şahanedir Rumeli'nin. Sadece coğrafyasıyla değil, yetiştirdiği alimleri, devlet adamları ve gönül sultanlarıyla da şahanedir. Yedi şeyhülislam, dünya çapında bir değer olan Kınalızade Ali Efendi, gönüller sultanı Hasan Sezai-yi Gülşeni, Mustafa Kabuli Efendi, Şeyh Şucaeddin-i Karamani, şair Neşati Dede, kıyamete kadar Edirnenin ve Rumeli'nin misafirleridir. Onlar görevlerini yaptılar, pervaz vurup uçtular, takip ettiklerinin yanlarında cennet-i firdevs-i aşiyanda yerlerini aldılar. Her zaman yeni ve her zaman yeni kalacak olan bu kutlu emanet, bugün bizlerin ve siz değerli hocalarımızın mübarek omuzlarındadır." "Sabır gıdamız, gayret duamız, birlik en büyük silahımız" "Bu yolda sabır gıdamız, gayret duamız, birlik en büyük silahımızdır, der merhum Nurettin Topçu. Damla üstüne damla iki damla etmez. Damla damla üstüne olduğu zaman damlaları, damlalar dereleri, dereler ırmakları, ırmaklar deryaları oluşturur. Sevgi sevgiyle buluştuğu zaman sevda olur, aşk olur, muhabbet olur. Sevdalar, samimi, içten bir selamla, tebessümle ve musafaha ile başlar. Ve sonra da işbirliğine dönüşür." "Balkanların kalbi Edirne'de atıyor." Edirne'nin tarihi bir toplantıya şahitlik ettiğini belirten Hasan Gümüş "Bugün Rumeli-i Şahane'nin kalbi Edirne'de atıyor. Yüzlerce alim ve kanaat önderini buluşturan bu tarihi toplantıda Edirne Mimar Sinan Vakfının da paydaş olması bizim için büyük bir onurdur, şereftir. Cenab-ı Allah'a hamd ederiz" dedi.


Buluşma sonunda hazırlanan sonuç bildirgesi, İslam Alimleri Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu tarafından okundu.


Hacımüftüoğlu, toplantıda, gönül coğrafyasının birbirini tamamlayan unsurları olan Anadolu ve Balkanlar'ın kardeşliğinin güçlü bir şekilde vurgulandığını belirtti.

Buluşmada, din hizmetlerinden sosyal ve kültürel faaliyetlere birçok konuda fikir alışverişinde bulunulduğunu aktaran Hacımüftüoğlu, şunları kaydetti:

"Dünyamız, bir insanlık krizi yaşamaktadır. Küresel güçler, yüzyıllar içinde acı tecrübeler sonucunda kazanılan temel insani değerleri ayaklar altına almış, sömürge düzeninin devamı için Müslüman ülkelerin dağınıklığını fırsat bilerek, evrensel ahlak ilkelerini, uluslararası hukuk kurallarını ve kurumlarını pervasızca etkisizleştirmiştir. Bütün bunlardan dini, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda en ciddi zararı İslam dünyası görmüştür ve görmeye de devam etmektedir.

Bu gelişmeler karşısında, İslam’ın iki ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim’in ve Hz. Peygamber’in uyarıları dikkate alınarak peygamber varisi olma sorumluluğunu taşıyan alimlerin toplumu bilinçlendirmeleri, ulusal ve uluslararası karar vericilerin tutum ve davranışlarını adalet ve hakkaniyet doğrultusunda etkilemeyi amaçlayan somut çalışmalara ağırlık vermeleri bir zorunluluktur."

"Siyonist İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma sessiz kalmaları kabul edilemez"

Hacımüftüoğlu "Küresel hegemonya"nın kuruculuğunun Batı dünyası tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.

Bu hegemonyanın birlikte yaşama ve birlikte kazanmayı sağlayacak bir zihniyete sahip olmadığını ifade eden Hacımüftüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kendini merkeze alarak tasavvur ettiği dünyada, karşıtını üretmekte ve kendisini mutlak anlamda onun kaybetmesi üzerine konumlandırmaktadır. İslam dünyası ve tüm insanlık, bugün bunun acısını çekmektedir. Dini kurum ve kuruluşların temsilcileri, İslam alimleri ve kanaat önderleri, İslam ahlakının temelini oluşturan Allah’ın yarattığına şefkat göstermek ve yaratılanı yaratandan ötürü sevmek ilkelerinin bir gereği olarak, bütün imkanlarıyla İslam medeniyetinin alternatif olduğunu dünyaya anlatacak çalışmalar yapmalıdır.

Tüm dünyanın gözü önünde, emperyalist güçlerin desteğiyle siyonist İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma ve bölgede oluşturduğu tehdit ve tehlikeye İslam dünyasının yeterince tepki vermemesi ve bu zulmü durdurmaya yönelik gerekli adımları atmaması kabul edilemez. Küresel güçlerin, sürekli insan haklarını bahane ederek İslam dünyasına baskı uyguladığı ve uluslararası müdahalelere gerekçe yaptığı ortada iken, iki yüzlü bir tavır ile çocukların, kadınların ve yaşlıların, kısaca insanlığın katline sessiz kalması kabul edilemez. Uluslararası toplumun bu konuda bütün imkanlarıyla derhal inisiyatif alması zorunludur.


"Müslümanlar uyanık olmalıdır"

Hacımüftüoğlu İslam dünyasının sivil toplum örgütleri ile resmi kurum ve kuruluşları, Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları ülkelerde uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması ve yapılan ihlallerin engellenmesi konusunda gerekli duyarlılığı göstermeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Egemen güçlerin, İslam dünyası üzerinde emellerini gerçekleştirmek maksadıyla, etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden uyguladıkları emperyalist ve oryantalist projelere karşı Müslümanların uyanık olması gerektiğinin altını çizen Hacımüftüoğlu, şöyle sürdürdü:

"Bu bağlamda, İslam alimleri ve kanaat önderleri, Müslüman devletlerin İslam kardeşliği ve ümmet bilinci çerçevesinde politikalar geliştirmesine öncülük etmeli, uzun vadede siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan birlik ve beraberliği sağlayacak çalışmalara ağırlık vermelidir. İslam alimleri ve kanaat önderleri, dini nasların belirli bir yönteme bağlı olarak yapılan yorumlarından ortaya çıkan mezhebi ve tasavvufi yapılar gerçeğini kabul eder ancak cemaat ve mezhep fanatizmine bağlı tutumlara karşı gerekli tavrı alır.

İthal değerler ve sömürge dili ile yapılan eğitim ve öğretim, kendi toplumuna yabancılaşmış insan üretmektedir. İslam alimleri ve kanaat önderleri, Müslüman ülkelerde sağlıklı bir din eğitimi için İslami değerlerin ve din dilinin korunmasını temin edecek çalışmalara ağırlık vermelidir. Bu bağlamda ailede, okulda ve toplumda bilinçlendirici çalışmalara odaklanılmalıdır. İslam alimleri ve kanaat önderleri, Müslümanların temsil gücünü artıracak, yaşadıkları ülkelerdeki din karşıtlığına ve İslamofobik tutumlara cevap verecek, tüm insanlığa İslam’ı uygun bir dille anlatacak faaliyetlere ağırlık vermelidir. İslam alimleri ve kanaat önderleri, planlı ve programlı bir şekilde belirli aralıklarla bir araya gelerek sorunlarını müzakere etmeli ve uygulanabilir çözümler üretecek sivil hamlelere ağırlık vermelidir."

Hacımüftüoğlu, İslam Alimleri Vakfının Balkan coğrafyası ve Kırım alimleri ile yapılan Edirne'deki toplantı gibi, dünyadaki tüm İslam alimleri ile de bir araya gelme kararlılığında olduğunu söyledi.

ETİKETLER :
Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Değiştir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer GÜNCEL haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
E-Mail Bülten Kaydı
Arşiv Arama
- -
EDİRNE ÖNCÜ / TRAKYA ÖNCÜ HABER
© Copyright 2025 EDİRNE ÖNCÜ / TRAKYA ÖNCÜ HABER. Tüm hakları saklıdır. Bu site Gazi SOFT haber yazılımı alt yapısı ile yapılmıştır.
GÜNDEM
SPOR
SİYASET
EĞİTİM
DÜNYA