Devlet Su İşleri’nin Kirişhane İstasyonu verilerine göre, nehirdeki debi saniyede 37 metreküp olarak ölçüldü. Aşırı sıcaklıklarla birlikte artan buharlaşma ve tarımsal sulamada kullanılan su miktarındaki artış, Meriç Nehri’nin yatağında dikkat çekici değişimlere neden oldu.

Su yüzeyinde beliren ahşap kazıklar, hem kent sakinlerinin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekti. Trakya Üniversitesi Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Altay Bayatlı, kalıntıların 1830’lu yıllarda kullanılan bir ahşap köprüye ait olduğunu belirtti. Bayatlı, “Bu köprünün varlığına dair tek görsel kayıt, Rifat Osman’ın Milli Mecmua’da yayımladığı bir fotoğrafa dayanıyor. Kim tarafından yapıldığı bilinmeyen köprü, o dönemlerde sıkça karşılaşılan ahşap köprülerden biri. Her yıl yıkılıp onarıldıkları için mimarları çoğu zaman bilinmiyor.” dedi.

Bayatlı ayrıca, nehir yatağında görülen kalıntıların daha önce yazılı kaynaklardan bilindiğini ancak ilk kez bu kadar net şekilde gözlemlendiğini söyledi. “Özellikle son birkaç yılda bu yapıları suyun içinde görebiliyoruz. Önceki yıllarda nehrin seviyesi bu kadar düşmemişti,” ifadelerini kullandı.