Prof. Dr. Cevdet Kılıç, İslam medeniyetinin kendine has kurumları, bilim, sanat ve mimarî eserleri, sosyal hayatı, düşünce yapısı ile dünya tarihinin yaklaşık on iki asrına damgasını vuran ve bugün hala etkisini sürdürmekte olan büyük medeniyetlerden biri olduğunu belirtti.
Din olarak İslam’ın insanlığa katkısının boyutlarını anlayabilmek için prensipleri doğrultusunda şekillenen medeniyetini de çok iyi etüt etmek gerektiğinin elzem olduğunu belirtti,
Kültür ve medeniyet kavramları hakkında bilgiler vererek iki kavram arasındaki ilişkiden söz etti. Siyaset, ekonomi, eğitim, imar ile coğrafya, toplum, din, ahlak ve kültür gibi maddî ve manevi değerlerin, medeniyetlerin oluşumunda önemli bir yeri olduğuna ayrıca medeniyetlerin sağlam bir zeminde yükselmelerine de katkıda bulunduklarını belirtti
Konferansın devamında yeryüzünde var olan medeniyetlerden örnekler de sunan Kılıç, Sümer medeniyeti, Bâbil medeniyeti, Yunan (Grek) medeniyeti, Mısır medeniyeti, İran medeniyeti, Çin medeniyeti, Hint medeniyeti ve İslam medeniyeti gibi büyük medeniyetlerle birlikte coğrafya ve zaman açısından etkileri daha sınırlı olan diğer medeniyetlere de değindi.
Kılıç, bu medeniyetlerden; Eski Anadolu medeniyetleri (Eti, Hitit, Fenike gibi), Eski Amerika medeniyetleri (Aztek, İnka, Maya gibi), Eski Türk medeniyetleri (Göktürk, Uygur, Hun gibi) olarak söz etti.
İslam medeniyetine müstakil bir pencere açan Prof. Dr. Kılıç, bu medeniyet, miladi VIII. asırda ortaya çıkan ve Endülüs’ten Çin’e kadar uzanan geniş bölgede hüküm sürmüş, temelinde İslam dininin prensiplerinin olduğu ve varlığını bugün hala devam ettiren farklı etnik unsurlardan oluşan Müslümanların kurdukları medeniyetin adıdır şeklinde konuştu.